Tatil Dönüşü İşe ve Hayata Adapte Olmak İçin İpuçları

Tatil Dönüşü İşe ve Hayata Adapte Olmak İçin İpuçları

Uzun sayılabilecek bir ara sonrası yarım bıraktığınız bir şeye başlamak her zaman zor olmuştur. Günlerdir alıştığınız, konforlu bulduğunuz tatil düzeninden, size rutin ya da aşırı stresli gelen iş düzenine geçiş yapmak bu hafta başının en çok akla gelen konusu olabilir. İstediğiniz saatte uyuyup, istediğiniz saatte uyandığınız, sevdiklerinize ya da kendinize daha çok zaman ayırabildiğiniz, ajandanızı;  yapmayı en çok sevdiğiniz şeylerle doldurduğunuz bir tatil haftasından sonrasında ofise dönmek hiçbirimize sevimli gelmez. Ve ilk tatil gününün stresi daha tatil bitmeden yavaşça zihnimizi sarıp, içimize bir rahatsızlık vermeye başlar. Oysa bütün bunlar vücudumuzun ve ruhumuzun hayatın içinde yaşadığı eylemsizlik hissinden başka bir şey değil. Eylemsizlik hissini gidermek ise çok kolay. Eyleme geçmeniz yeterli…                      
 

Bütün bunları birazcık fizik ile açıklayacak olursak;  işe maddeyi tanımlayarak başlayalım derim. Madde:Kütlesi, hacmi ve eylemsizliği olan her şeydir. Eylemsizlik ise; maddelerin bulunduğu durumu koruma isteğine denir. Hareket eden bir maddenin hareketine devam etme isteği, durmakta olan bir maddenin ise durmaya devam etme isteği eylemsizlik kuvvetinden meydana gelir.

 
Hiç Bitmeyen Tatil İmkanıÖyle ki; bu fizik kanunu hayatımız için de gayet geçerlidir. Mevcut durumu korurken (yani çalışırken) tatile çıkmak stres yaratacağı gibi, bir kez tatile çıktıktan sonra bu kez tatilden dönmek ve çalışmaya devam etmek eylemsizlik kuvvetinin direnciyle karşılaşır. Doğanın bu basit kanununun sizi mutsuz kılmaması için çözüm yine çok basittir. Harekete geçmek.
 
Peki ama nasıl olacak? Tatil dönüşü tatil öncesindeki iş tempomu nasıl yakalayabilirim. Zaten sonbahar geldi, deniz ve güneşi unutup ofise nasıl adapte olabilirim? Yoğun ve stresli bir projelerime, tatil öncesi ertelediğim ya da yarım bıraktığım dosyalarıma kaldığım yerden nasıl devam edeceğim?
 
İşte size bu sorularla rahatsızlık duyan zihninize ve ruhunuza iyi gelecek birkaç öneri:
 
Hazırlıklı Olun (Hazırlık bir işin %80’idir) Tatil sonrası ilk hafta yapmanız gerekenleri listeleyeceğiniz, basit işleri ve yapması daha çok çaba isteyen işleri ayıracağınız ve işe nereden başlayacağınızı belirleyeceğiniz bir zaman ayırın. Bu zamanı mümkün oldukça ilk işgününüzün başında, mümkünse ilk iş gününden önce (hazırlığa zaman ayırmak için tatili 1-2 gün önce bitirip evde zaman geçirmek çok faydalı olacaktır) ayırın. Hazırlığın size kazandıracağı, daha dingin bir zihin ve nereden başlayacağınızı bilmek olacaktır.
 
Başlayın (En uzun yolculuklar bile bir adımla başlar) Hazırlık ile tespit ettiğiniz işleri yaparken asla ertelemeyin. Öncelikle birkaç kolay işi tamamlayıp ajandanızdan çıkarmak, kısa vadeli hedefler koyarak bunları gerçekleştirmek sizi motive edecektir.
 
Kendinize Karşı Esnek Olun Haftanın ilk günü öğlenine ulaştığınızda en zor projeye konsantre olamıyorsanız, bu konuda kendinize çok ta haksızlık etmemelisiniz. Adaptasyonunuzun aşama aşama gerçekleşeceğini bilin. Bunu bir oyun gibi düşünün, Level 1’de kolay ve çabuk sonuç alacağınız işleri bulun ve tamamlayın. Sonrasında bu Level 2 de tempoyu biraz arttırın ve biraz daha meşakkatli işlerle devam edin. Her bir zorluk düzeyini kendiniz belirleyin ve Level 5’e geldiğinizde tam kapasiteye ulaşacağınız şekilde temponuzu arttırın.
 
Kendinizi Ödüllendirin İşin içinde oyun varsa ödül de olmalı. Her Level’i tamamladığınızda (ya da grupladığınız işleri bitirdiğinizde) Level’in zorluk derecesiyle orantılı olarak ödülleriniz olsun. Bu bazen sevdiğiniz bir kahveyi yudumlamak bazen de hobiniz için kendinize iş çıkışı birkaç saat ayırmak olabilir. Ödüllerini önceden belirli olsun ki onlara ulaşmak için iş gününü iple çekin.
 
Serotonin Hormonunu Daha Fazla Salgılayın (Mutlu olmanın zararı olmaz değil mi?) Özellikle güneşi daha az yüzümüzde hissetmeye yeni yeni başladığımız sonbahar aylarında düşen serotonin miktarımız bizi daha az enerjik ve zinde hissettirerek depresif bir hal yaratabilir. Tatilde güneşle ve açık havayla bol bol haşır neşir olduktan sonra ofise dönmek de bazen aynı etkiyi yaratarak bizi mutsuz kılabilir. Bunu önlemek için -sadece tatil dönüşü değil mümkünse her zaman- iş gününe sporla başlayın. 40 dakikalık her saniye de 2 adım atacağınız bir yürüyüş ve sonrasında kaslarınızı dinlendirmek için 5 dakikalık esneme seansı ve duş… Bu üçlü gün boyu kaslarınızı onarmak için endorfinle birlikte serotoninin de salgılanmasını sağlar ve akşam tam da zamanı geldiğinde bebek gibi uyumanızı ve sabah daha dinç uyanmanıza yardımcı olur. Bunun yanında size daha stressiz bir gün de vaat eder ki imse daha stressiz bir güne hayır demez herhalde…
 
İletişimi Arttırın Çoğunlukla tatil sonrası haftasında takımınızdaki diğer çalışma arkadaşlarınızın ya da yöneticilerinizin de sizinle aynı duyguları yaşadığını bilerek, onlarla her zamankinden daha etkin bir iletişim kurmanız, ofise daha hızlı ısınmanızı sağlayacak ayrıca aynı duygu durumunda olduğunuz diğer kişilerle birbirinizi daha çok anlayabileceğiniz güçlü bir ilişki yaratacaktır.
 
Şükredin Geride bıraktığınız tatil için, döndüğünüzde sizi bekleyen işiniz için, tatilde anılarınızı paylaşabildiğiniz sevdikleriniz için ya da sadece sabah uyandığınızda rahat rahat nefes alabildiğiniz için… Aslında şikayetçi olduğunuz bir çok şeyin, kendi seçimlerinizle oluşturduğunuz geçmiş günlerinizin başarılarını olduğunu bilerek, onlara ulaşmak için sarf ettiğiniz çabaları onurlandırarak ve tatil ya da ay sonu hesabınıza yatan maaş gibi size sağlamış olanakların bütünüyle seçimlerinizi size kazandırdığı yaşamı içinize sindire sindire yaşayın ve şükredin...